Ankara'da Çavuşoğlu - Venizelos görüşmesi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gelen Yunanistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ile Ankara'da ortak basın toplantısı düzenledi.

İki bakan, basın toplantısı öncesindeki heyetlerarası görüşmede, Ankara Palas'ta Atatürk ile eski Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos'un 1930'da birlikte çektirdiği fotoğrafın önünde fotoğraf çektirdi. 84 yıl önce Türkiye'ye gelen dönemin Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos Ankara Palas'ta Atatürk ile fotoğraf çektirmişti. Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos, bu fotoğrafı hatırlatarak, yıllar sonra Türkiye'ye gelen ikinci Venizelos'un kendisi olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, 50. yılını dolduran ve halen çözüm bekleyen Kıbrıs sorununun çözümünün sadece Doğu Akdeniz’de değil Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde ve adada yaşayan iki halkın ilişkilerinde etkili olacağını, bölgenin istikrarını ve güvenliğini de etkileyecek önemli bir adım olacağını aktardı.

Bu çerçevede Venizelos ile samimi bir görüş alışverişinde bulunduklarını dile getiren Çavuşoğlu, "Anavatanlardan biri sıfatıyla Yunanistan’ın bu konuda gösterdiği kararlılığını değerli meslektaşımda görmekten büyük bir mutluluk duydum" şeklinde konuştu.

İkili ilişkilerde dostluk köprüsü olarak nitelendirdikleri azınlıklar meselesinin de önemli olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, iki ülkedeki azınlıkların daha müreffeh bir hayat sürmesini istediklerini ve son zamanlarda Türkiye’deki azınlıklara yönelik atılan adımların sadece Yunanistan tarafından değil tüm AB ülkeleri ve dünya tarafından da takip edildiğini dile getirdi.

Bakan Çavuşoğlu, "Bu konuda Türkiye samimi adımlar atmaktadır ve atmaya devam edecektir. Aynı adımları dostumuz, komşumuz Yunanistan’dan da özellikle Batı Trakya’daki Türk azınlıklara yönelik atmasını bekliyoruz" ifadesini kullandı.

Doğu Akdeniz'de petrol arama çalışmaları

Çavuşoğlu, Kıbrıs’ta petrol arama ve sondaj çalışmalarından dolayı gerginlik yaşandığını, bunun üzerine Rum kesiminin Kıbrıs müzakerelerinde masadan çekildiğini hatırlatarak, "En zor şartlar altında bile müzakereler devam etmişti. Biz bu dönemde de müzakerelerin tekrar başlanmasını arzu ediyoruz" dedi.

Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol rezervleri üzerinde Kıbrıs Türk halkının da hakkı olduğunu herkesin kabul ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, uluslararası örgütlerin yanında Türkiye ve Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminin de bunu inkar etmediğini belirtti. Çavuşoğlu "İki halkın hakkını koruyacak şekilde bir anlayışın ve çözümün olması arzumuzdur ve bu konudaki çabalarımız da devam edecektir" şeklinde konuştu.

Barbaros Hayrettin Paşa araştırma gemisinin Doğu Akdeniz'e gönderilmesi konusunun görüşülüp görüşülmediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Kıbrıs etrafındaki karbon rezervleri üzerinde Kıbrıs Türk halkının da hakkı olduğunu tekrarladı. Çavuşoğlu, “Bugüne kadar Kıbrıs Rum yönetiminin aktivitelerine baktığımız zaman, tek taraflı yapılan sondaj çalışmalarına baktığımız zaman Kıbrıs Türk halkının buradaki meşru haklarının yok sayıldığı görülüyor” diye konuştu.

Barış müzakerelerin 11 Şubat deklarasyonu ile başlatıldığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Bu müzakere adada çözüm için başlatıldı ve çözümün çerçevesi de ortak deklarasyonda var. Bir taraftan bu çözüme yoğunlaşırken diğer taraftan Rum kesiminin tek taraflı ve Kıbrıs Türk halkının haklarını garanti altına almayan sondaj çalışmaları iyi niyetli bir hareket değildir. Madem çözüm istiyoruz, niye buna odaklanmıyoruz?" değerlendirmesini yaptı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Türkiye’den garantör ülke olarak böyle bir talepte bulunduğunu, bunun üzerine Türkiye'nin Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisini bölgeye gönderdiğini söyledi. Çavuşoğlu, "Bu bölgede Türkiye’nin illegal bir talebi yoktur ve sondaj çalışmaları durduğu zaman çekeceğimizi de söyledik. Burada önemli olan iyi niyettir. İyi niyetliysek iki tarafın da hakkını koruyacak bir şekilde bir çözüm bulmamız lazım" dedi. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bu konuda önerilerimiz de oldu. BM temsilcisine de önerilerimiz oldu. BM Genel Sekreteri'ne de ve Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetimine de önerilerimiz açık. Ortak bir çözüm bulalım. Bu bir komisyon olabilir müzakereler devam ederken. Madem bunu yapmak zorundayız acilen, eğer iyi niyet varsa bunun çözümü çok. Ama iyi niyet yoksa 'ben AB üyesiyim, dolayısıyla bu haklarımı kullanırım' gibi bir yaklaşım olursa bunların çözüme faydası yoktur."

Kıbrıs'a götürülen su

Kıbrıs meselesinin çözümünde önemli olanın "iyi niyet ve iki tarafın haklarını korunması" olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Biz adaya götüreceğimiz suyun da iki halk tarafında kullanılmasını arzu ediyoruz. Bu barış suyudur" dedi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Şu anda adanın ihtiyacı olanın iki katı su götürüyoruz Bu on katına da çıkabiliyor. Biz bunların, bölgedeki imkanların adanın barışı ve iki halkın yararı için kullanılmasını arzu ediyoruz. Burada, adadaki Türk halkının hakkını kimse inkar etmiyor ancak şu yöntemin bir garantisi yok. Müzakere olmazsa, tekrar başlamazsa ya da sonuçlanmazsa başka mı olacak Türk halkının hakkı, bunun da bir garantisi yok. Biz burada aynı kararlılığı komşumuz Yunanistan’da da görüyoruz. Umarım birlikte bu konuda çözüm buluruz ve umarım müzakereler bir an evvel tekrar başlar ve kalıcı bir çözüm ve barış getirir. Bu konuda Yunanistan ve Türkiye de garantör ülke olarak, anavatanlar olarak pozitif anlamda üzerine düşeni yapar."

Doğu Akdeniz’deki uluslararası anlaşmalar

Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarına yönelik İsrail ve Mısır'ın da içinde bulunduğu uluslararası anlaşmaların sorulması üzerine Çavuşoğlu, Yunanistan ve söz konusu ülkelerin bağımsız devletler olduğu ve birbirleriyle görüşme ve işbirliği yapabileceklerini belirtti.

Çavuşoğlu, "Ancak Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin içerisinde olmadığı hiçbir kısıtlama geçerli değildir ve bu sadece bölgede gerginliği tırmandırır. Bu nedenle gerek komşumuz ve dostumuz Yunanistan ve diğer ülkeler bu hususu dikkate almaları konusunda çağrıda bulunduk ve bulunuyoruz" diye konuştu.

Bu konuda iyi niyet girişimlerinin de bulunduğunu dile getiren Çavuşoğlu, bunların 5-6 Aralık’taki Türkiye-Yunanistan YDİK toplantısında görüşüleceğini ifade etti.

Venizelos: Kıbrıs sorunu çözülmeli

Venizelos, Türk-Yunan ilişkilerinin bölgede önemli yere sahip olduğunu belirterek, Türkiye ve Yunanistan'ın bölgede istikrar ve barış unsuru olarak görünmeleri ve öyle hareket etmeleri gerektiğini söyledi.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin gelişmesi ve bölgedeki ülkeler ile NATO'nun bu iki ülkeden beklentilerini karşılamak için her şeyden önce Kıbrıs sorununun çözülmesi gerektiğini ifade eden Venizelos, "Yunanistan, bir AB ülkesi olarak, Türkiye'nin AB yönelimini her zaman desteklemiş ve bunu ifade etmiştir. Ancak bu, Kıbrıs sorununun çözümüyle doğrudan bağlantılıdır" diye konuştu.

Venizelos, KKTC ve GKRK arasında kesintiye uğrayan görüşmelerin yeniden başlamasını Yunanistan'ın da desteklediğini ifade ederek, GKRK'nın Doğu Akdeniz'deki egemenlik haklarına bir müdahale meydana geldiğini savundu. Görüşmelerin tekrar başlaması için çaba sarf etmek durumunda olduklarını ifade eden Venizelos, "Ancak bu çabalar GKRK'nın egemenlik haklarına zarar vermemeli. Ben gerginlikten kaçınma ve sorunların çözümü için her zaman fırsat olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu ile yaptıkları görüşmede, Kıbrıs sorununun çözümüne bir an önce katkıda bulunulması konusunu görüştükleri ifade eden Venizelos, sorunun çözümünün, ekonomi, enerji ve dış politika alanları gibi konularda da adımlar atılmasına imkan tanıyacağını söyledi. Venizelos, görüşmede yasa dışı göç, terörle mücadele ve yabancı savaşçıların bölgedeki hareketleri gibi diğer kriz konularını da değerlendirdiklerini dile getirdi.

Venizelos, bir soru üzerine, "Birleşmiş Milletler ve AB üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti milli egemenliğe ve milli haklara sahiptir. Deniz hukuku çerçevesinde, deniz altındaki zenginlikler bu devlete aittir. Bu devlet, kaynakların, Kıbrıs'ta yaşayan hem Rum hem Türk vatandaşlar lehine işletilmesi sorumluluğunu üstlenir. Bu, eşitlik ve denge çerçevesinde gerçekleştirilir. Ayrıca, doğalgaz kaynaklarının Kıbrıs Türklerinin de lehine olacak şekilde tanzim edilmesi kararı alınmıştır. Bizim bunları gelecekte Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tüm vatandaşlarına eşit haklar sağlayacak şekilde yapmamız gerek. Ayrıca varılacak siyasi çözüm neticesinde bir federasyon ve bir anayasa olacak. Ancak bu noktaya ulaşılabilmesi için çözümden önce ve sonra Kıbrıs'ın egemenlik haklarına saygı gösterilmesinin çok önemi var. Deniz hukuku sözleşmesi çerçevesinde egemenlik ihlallerine son verilmesi lazım" değerlendirmesini yaptı.

Yunanistan'daki Türk azınlığa ilişkin bir soru üzerine de Venizelos, kamunun harcamalarıyla Atina'da cami yapılmasına karar verdiklerini ve insanların din özgürlüğü hakkına saygı göstermenin kendilerinin görevi olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da kendisine yöneltilen, Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs Yönetimi arasındaki üçlü mekanizmalara ilişkin bir soru üzerine, "Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin içinde olmadığı hiç bir kısıtlama geçerli değildir. Bu sadece bölgede gerginliği tırmandırır. Dostumuz ve komşumuz Yunanistan ve diğer ülkelere bu hususu dikkate almaları konusunda çağrıda bulunuyoruz. arzumuz gerginliği tırmandıracak adımlardan hep beraber kaçınmamızdır" ifadelerini kullandı.

Venizelos ise Çavuşoğlu'na cevaben, "Sayın Bakan, Yunanistan, Kıbrıs, Mısır veya Yunanistan, Kıbrıs, İsrail görüşmeleri veya anlaşmaları hiçbir zaman saldırgan bir amaca hizmet etmemektedir, öyle bir ruhu yoktur. Bunlar biraz önce söylediğim gibi deniz hukuku ilkelerine saygı çerçevesinde gerçekleştirilen görüşmelerdir. Bizim ana felsefemiz her zaman istikrar, barış ve bölgedeki refahtır" dedi.

AA