İstanbul'da 'Azınlık' konulu yuvarlak masa toplantısı

Prof. Dr. Samim Akgönül yeni çıkan kitabı 'Azınlık' için düzenlenen tanıtım toplantısında öğrenciler ve ünlü akademisyenlerle bir araya geldi.

Strasbourg Üniversitesi öğretim görevlisi olan Prof. Dr. Samim Akgönül'ün 'Azınlık : Türk bağlamında azınlık kavramına çapraz bakışlar' isimli kitabı kısa bir süre evvel piyasaya sürüldü. Türkiye'de yapılmış nadir karşılaştırmalı azınlık çalışmalarından biri olan bu eserin tanıtımı için Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) çok hoş ve yararlı bir yuvarlak masa toplantısı düzenledi. Samim Akgönül'ün yanısıra Bahçeşehir Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Cengiz Aktar, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Yrd. Doç Dr. İlay Örs Romain ve Sabancı Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu da konuşmacı olarak katıldılar. İnteraktif bir şekilde gerçekleşen bu etkinlikte azınlık konusuyla ilgilenen birçok öğrenci ve akademisyen de Samim Akgönül'e kitap ve azınlıklar konusuyla ilgili sorular sorup fikirlerini belirtme şansı buldular.

Samim Akgönül, Strasbourg Üniversitesi Türk Etüdleri Bölümü'nde yaptığı görevle ilgili bir araştırmasıyla sözlerine başladı ve bölümün kuruluş amacının biraz değiştiğini, artık bölümdeki öğrencilerin neredeyse tamamının Türk kökenliği olduğunu ifade etti. Bu şekilde sınıfta azınlık kalan 1-2 Fransız öğrenci sayesinde bir gözlem şansı yakaladığını belirterek sözlerini sürdürdü.

"Cumhuriyet'in ilk yıllarında 'azınlık' diye bir sözcük dilimizde yoktu. Onun yerine 'Ekaliyet' sözcüğü kullanılırdı. 'Azınlık' kelimesinin dilimize yerleşmesiyle beraber ekaliyet olma durumu 'acz' belirtir bir hal aldı. Aslında azınlık olmak dünyanın her yerinde bu şekilde algılanmaz. Türkiye'de Kürtler ve Aleviler azınlıktır. Bu insanlara azınlık olup olmadıklarını sorsanız 'hayır' diyeceklerdir ama azınlık olmak kötü bir şey değildir, maalesef bu algı sadece azınlık kelimesinin ülkemizdeki anlamının kirlenmişliğinden kaynaklanmaktadır. Bunun en güzel örneği olarak mesela Belçika'da azınlık olmak sahip olunan haklar açısından müthiş bir şey. Belçika'nın bu son dönemdeki dağılma tehlikesinden en çok buradaki Alman azınlık korkuyor. Çünkü olası bir dağılma halinde sahip oldukları hakları kaybetmekten çekiniyorlar.' diye sözlerini sürdüren Akgönül Fransa'daki azınlık algısından bahsetti.

Fransa hukuğunda azınlığın net bir tanımının bulunmadığını ifade eden Akgönül, bu insanların bir şekilde birtakım haklara sahip olduklarını da sözlerine ekledi. Akgönül, Korsika'da parlamentonun bile var olduğunu fakat Fransa içerisinde azınlık olarak sayılmadıklarından yola çıkarak Avrupa Parlamentosu'nda bir komiser ile azınlık tanımı hakkında yaptığı bir sohbeti bizlerle paylaştı. Bu komiser kendisine şunu söylüyordu: 'Bana azınlığın tanımını sormayın, ama nerede görsem tanırım."

Kendi kitabında farklı azınlık gruplarını inceleyen Akgönül, Yunanistan'daki Türk azınlığın bazı dönemlerde kendi içlerinde yeni azınlıklar yaratarak bölünmüş bir yapıya sahip olduklarını vurgularken Türkiye'de ise şimdi yadedilen azınlıkların zamanında gözünün yaşına bakılmadığını belirterek sözlerini noktaladı.

Konuşmacılardan Ayşe Kadıoğlu kitap hakkında " Azınlıklar ve çokkültürlülük arasındaki uyuşmazlığa çok güzel bir şekilde işaret ediyor. Çoğunluk, azınlığı bir blok olarak görüyor." değerlendirmesinde bulunurken İlay Örs Romain: "Kitabın yazar tarafından yazılmış bir sonucu yok. Son fikri okuyucuya bırakıyor. Bütün bölümleri birbiriyle müthiş tutarlı. Kitaptan çıkarttığım en önemli noktalardan biri de azınlıklar kendi içlerinde 'asimile mi olsak yoksa benliğimize mi sarılsak' şeklinde bir kamplaşmaya giriyorlar." dedi.

Cengiz Aktar ise kitap hakkında şu yorumu yaptı :"Türkiye, azınlıkları yeni keşfediyor. Mesela Ermeniler yok olduklarını, Kürtler ise var olduklarını ispat etmeye çalışıyorlar. Ama bu konjonktürde beton bir ulustan mozaik oluşturmaya çalışmak Kürt milliyetçiliğinin radikalleşmesi gibi tehlikeli sonuçlara yol açabilir."

Son olarak Fransa Parlamentosu'ndan geçen 'Ermeni soykırımını inkar' yasasıyla ilgili çekincelerini ifade eden Akgönül, Fransa'daki Türk azınlığın hem başkalık hem de aynılık talebinde olduğunu belirterek sözlerini bitirdi.

Cengiz Aktar ise soykırımı inkar yasasının uygulanmasının çok zor olduğunu belirterek söyleşiyi noktaladı.