2.Türk-Yunan Bölgesel İş Forumu başarıyla sonuçlandı
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Yunanistan Odalar Birliği ve Yunanistan Girişimciler Federasyonu tarafından 14-15 Ocak tarihlerinde Gümülcine'de düzenlenen "Türkiye-Yunanistan II. Bölgesel İş Forumu" başarıyla sonuçlandı.Dün Gümülcine’de yapılan forumun açılışına Türkiye Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Yunan hükümetini temsilen devlet bakanı ve hükümet sözcüsü Yorgos Petalotis, D.M.B.G.Sekreteri Aris Yiannakidis, İskeçe'li yardımcısı İrfan Uzun, Gümülcine Belediye başkanı Yorgos Petridis ve Yardımcıları, Türk-Yunan İş Konseyi Başkanı Selim Egeli, Yunan-Türk Ticaret Odası Başkanı Panayotis Kuçikos, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, Kuzey Yunanistan Oda Başkanları, T.C. Ziraat Bankası Yunanistan Genel Müdürü Öznur Özeniş, Gümülcine Şubesi Müdürü Çağrı İzmirlioğlu, Dr. Sadık Ahmet'in oğlu İşadamı Levent Sadık Ahmet, ve çok sayıda Batı Trakyalı Türk ve Yunan işadamı katıldı.Toplantıya ilgi o kadar çok yoğundu ki seçkin işadamları ve Oda yöneticileri ve siyasilerin hepsinin isimlerini yazmaya kalsak inanın sayfalar az gelir. Toplantının eksiklikleride göze çarptı. Salonun küçük olması işadamlarının ayakta kalmasına neden oldu.Toplantının Gümülcine’de yapılması nedeniyle çok sayıda Batı Trakya Türkünün toplantıya ilgi ve alaka gösterdiği gözlerden kaçmadı. Topantının sabah bölümünde işadamları karşılıklı masa toplantılarında iş görüşmeleri gerçekleştirdiler. Bu görüşmelerde Türkçe-Yunanca tercümanlık görevini Batı Trakya Türk Azınlığı’ndan gençler yaptı. İlki Edirne'de gerçekleşen "Bölgesel Forum"un ikincisine Türkiye'den Marmara Bölgesi, Yunanistan'dan ise Kuzey Yunanistan (Selanik, Kavala, İskeçe, Gümülcine, Dedeağaç) olmak üzere yaklaşık 500 işadamı katıldı. Katılımın çok yüksek olması dikkat çekti. Bölgesel işbirliği fırsatlarının ve finansman olanaklarının ele alındığı forumda, öncelikle tarım ürünleri, makina ve ekipmanlar, zirai ilaçlar, inşaat ve inşaat malzemeleri, gıda sanayi, hayvan, süt ürünleri ve unlu mamuller ve turizm alanlarında iş imkanları karşılıklı olarak görüşüldü. Türkiye ve Yunanistan'dan gelen firmalar, bugünü ise ikili iş görüşmeleri yaparak tamamlayacak. ERGÜN: “VİZE KONUSUNDA ADIM ATIN”Açılış konuşmasın Nihat Ergün, "Yunanistan'a şimdiye kadar çok az yatırım yapan Türk işadamlarını burada yatırım yapmaya" davet etti. Ergün, Türk-Yunan ortak ekonomi işbirliği toplantılarında sıkça gündeme gelen Yunanistan'daki bürokratik süreç ile vize problemi konusunda iyileştirme beklentisini bir kez daha dile getirdi. Ergün, "Türkiye'nin borçlarını sağlıklı bir zemine oturtması ve en hızlı büyüyen ülkeler arasına girmesinden ötürü mutlu olduğunu" belirtti. Türkiye'nin büyümekte olan bir ülke olduğuna dikkat çeken Sanayi ve Ticaret Bakanı, "Bunun komşu ülkeler için bir fırsat olduğunu" vurguladı. "Komşularla sıfır problem" politikasını inşa ettiklerini hatırlatan Nihat Ergün, "Ege'de havada savaş uçakları ve denizde ise savaş gemileri yerine ticaret gemileri ile ticaret uçaklarının olması gereğine" dikkat çekti. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilere dair kapsamlı bir sunum yapan Ergün, denizcilik konusundaki işbirliğine büyük önem verdiklerini kaydetti. PETALOTİS: “KOMŞULARLA SIFIR PROBLEM" POLİTİKASI ANCAK SİLAHLANMA YARIŞININ DURMASI HALİNDE GÖRÜLEBİLİR.”Yunan hükümetini temsilen foruma katılan devlet bakanı ve hükümet sözcüsü Yorgos Petalotis, Ergün'e verdiği cevapta "komşularla sıfır problem" politikasının ancak silahlanma yarışının durması halinde uygulamada görülebileceğini söyledi. "Türkiye-Yunanistan III. Bölgesel İş Forumu"nun ise Bulgaristan'ın da katılımıyla Çanakkale'de ve IIII. Kavala’da yapılması kararlaştırıldı. ERGÜN, YOĞUN TEMASLAR YAPTINihat Ergün, Yunan yerel yöneticileriyle de ayrı ayrı görüştü. Doğu Makedonya-Trakya Bölge Valisi Aris Yannakidis ile görüşen Ergün, Gümülcine Belediye Başkanı'nın öğle yemeğine katıldı. Bakan, bütün temaslarında vize sorununa dikkat çekti. Başta Yunanistan olmak üzere bu konuda AB'den adım beklediklerini söyledi.Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Batı Trakya Türklerinin temsilcileriyle ise Gümülcine Gençler Birliği'nde bir toplantı gerçekleştirdi. Birliğe toplanan Batı Trakya’lı gençlere ve işadamlarına yönelik iş kurma konularında tüyolar veren Hisarcıklıoğlu, parasızda iş yapılabilir. Paradan kaçmayın, çalışın zengin olun” dedi. Nihat Ergün'ün temaslarına Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Mehmet Hasan Göğüş, Edirne Valisi Gökhan Sözer ve Gümülcine Başkonsolosu Mustafa Sarnıç da eşlik etti.Sanayi ve Ticaret Bakanı sayın Nihat Ergün ve Rıfat Hisarcıklıoğlu, Batı Trakya’da Türk Azınlık temsilcileriyle de biraraya geldi. İskeçe’de Cuma namazı kılan Bakan Ergün, İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete’yi Müftülük makamında ziyaret etti.Gümülcine yolu üzerinde Arabacıköy’e uğrayan Bakan ve beraberindeki heyet, Arabacıköy din görevlisi ve Mütevelli heyeti başkanından cami hakkında bilgi aldı ve camiyi ziyaret etti.Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Arcadia otelinde yapılan toplantıda çok önemli bir konuşma yaptı ve Yunan medyası başta olmak üzere Yunan halkı ve devletine önemli mesajlar vererek çağrıda bulundu.Birlik gazetesi olarak bu konuşmayı sizler için derledik.HİSARCIKLIOĞLU: “TÜRK DÜŞMANLIĞI HİÇ BİR FAYDA SAĞLAMAZ, BAKIN, KRİZDEN ÇIKIŞ HARİTASI ARIYORSUNUZ, EN GÜZEL ÖRNEK TÜRKİYE.”“Değerli katılımcılar, sizlerle birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. İki ülke olarak son 10 yıllık süreçte ilişkilerimizi sürdürülebilir istikrar kazandırmayı başardık. İlişkilerimizde yakınlaşma sürecinde ortaklık boyutuna taşıdık. Yeni bir bölgesek ve küresel düzen şekillenirken, iki ülke siyaset yapımcıları, iş dünyası temsilcileri olarak gelin hep birlikte ortak akıl ile önümüzdeki 10 yılın işbirliği haritasını çizelim. İkili ilişkilerimize kurumsal ve yapılandırılmış bir zemin kazandıralım. Yerel ve bölgesel dinamiklerin ön plana çıktığı bir yüzyılda ortak geleceğimizi ayrılıklarımız ve farklılıklarımız üzerine değil, ortak çıkarlarımız üzerlerine inşa etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ülkedeki zorluklara karşı vereceğimiz mücadele, bizleri birleştiren en önemli unsur olacaktır. Nitekim ortak coğrafyamız, yapılan uzun dönemli projeksiyonlarda iklim değişikliği, hızlı nüfus artışı, tarımsal ürün azalması, su kıtlığı gibi tehtidlerden en çok etkilenen bölge bizim ortak bölgemiz olacaktır. Bu tehtidlere zorluklarla mücadele etmek için iki ülke olarak daha fazla işbirliği yapmaktan, daha fazla yapıcı diyalog kurmaktan, daha fazla birbirimize entegre olmaktan başka çaremiz yoktur.İşbirliğimizi kurumsal hale getirip geçmişin önyargılarını bir kenara bırakıp, cesur girişimlerde bulunarak ilişkilerimizi güçlü ve çeşitlendirilmiş ekonomik entegrasyon ile birleştirelim.Önümüzdeki 10 yılı Türk-Yunan ilişkilerini güçlendirme ve çeşitlendirme dönemi olarak kabul edelim. Bu ilişki modeli, Doğu Akdeniz, genişletilmiş Karadeniz ve Balkanlar’da olumlu gelişmelere yol açıp bölgesel işbirliğimizi olumlu yöndede etkileyecektir.Değerli katılımcılar, son 10 yılda iki ülkenin yakınlaşmasının ekonomik ilişkilere yansıması son derece olumlu olmuştur. 2008 yılında 3,5 milyar Dolara çıkan ikili ticaretimiz malesef kriz döneminde biraz etkilensede tekrar aynı hızla aynı seviyeye doğru yukarıya çıkmaktadır.Türkiye’de bugün 414 tane Yunan sermayeli şirket faliyette bulunmaktadır ve bunların Türkiye’deki toplam yatırımları 6,5 milyar Dolara yaklaşmaktadır. Buna paralel olmak üzere Başta Ziraat bankamız olmak üzere birçok Türk şirketi Yunanistan’da faliyet göstermektedir. Ancak yatırım açısından Türk şirketlerinin Yunanistan’daki fırsatlardan yeterince istifade edemediğide bir gerçekterir. Bunlara ilave olarak ülkemizi ziyaret eden Yunanlı turist sayısı son 10 yılda 200 binden 620 bin seviyesine çıkmıştır. Ancak tüm bu olumlu gelişmelere rağmen ikili ekonomik işbirliğimiz aynı Gümrük Birliği içinde yer alan iki ülkenin potansiyelini tam olarak yansıtmamaktadır.Şimdi müsadenizle ben kısaca bir şeyin altını çizmek istiyorum.Bakın değerli dostlar, hep beraber bundan tam 60 sene önceye gidelim. 60 sene önce, bu salonda oturanlardan birimiz veya ben çıkıp deseydim, Almanya ile Fransa öyle bir dost olacaklar ki, birbirilerinden ayrılmaz iki ülke gibi olacaklar desem, hepiniz derdiniz ki, “bu kürsüde konuşan adam herhalde kafayı yedi” derdiniz. Peki, 60 senede ne değiştide bu iki ülke birbirilerini birinci tehtid unsuru olarak gören, dünyada iki tane savaş çıkartan iki ülkenin insanları ne olduda bu kadar çabuk kaynaştı.Bakın arkasında tek bir gerçek var. Bu salonda oturanların sorumluluğu. Avrupa’da, dünyada barış ve huzuru getiren işadamları olmuştur. Siyasetçilerin önünü açan işadamları olmuştur.Şimdi ben buradan iki ülkenin yetkililerine seslenmiyeceğim çünkü onlar zaten bizim yanımızda. Bakanları ile, basın sözcüleriyle. Buradan iki ülkenin değerli basın mensuplarına altını çizerek söylemek istiyorum. Bakın şu salondaki heyecanı ne olur görün. Muhalefet partilerine seslenmek istiyorum. Şu salondaki heyecanı ne olur görün.Gümülcine’de 600’e yakın Türk-Yunan işadamı biraraya gelmiş. Biz ne istiyoruz? Ne yapmak istiyoruz? Ticaret yapmak istiyoruz. Ticaretin sonucunda ne olacak? Halklarımız zengin olacak. Eğer bugün halklarımızı daha fazla zengin yapmak istiyorsak, bizim önümüzü açın. Onun için herkes destek olması lazım. Krizler fırsattır. Bu krizleri bu fırsata çevirin. En çok para kazanılan dönem kriz dönemidir. En ucuz yatırım kriz döneminde yapılır. Onun için şu anda Yunanistan tam bir fırsatlar ülkesidir.Buradan Yunan medyasına, Türk medyasına söylüyorum. Bakın vizyon sahibi liderler yol açarlar. Şunu söylüyorum; Yorgo Papandreu ve Tayyip Erdoğan, eğer Erzurum’da biraraya geldilerse hep beraber bunu desteklemeliyiz. Biz hiçbirimiz dememeliyiz ki, Yorgo Papandreu’ya, “aman Yunanistan’ın haklarını şöyle dile getirdin, böyle dile getirdin.” Türk başbakana dememeliyiz ki, “sen Papandreu’ya şöyle cevap verdin, böyle cevap verdin.” Bunun hiç bir faydası yok. Bundan zararı iki ülke görür, faydasını başkaları görür. Biz ortak olmaya, bir olmaya, beraber çalışmaya mahkumuzdur. Coğrafya bizi mahkum ediyor. Bakın, bizim kültürümüzde şöyle birşey vardır. “Sende ne varsa komşunda da onun olmasını isteyeceksin”. Bizim kültürümüz bunu gerektirir. Şimdi diyorum ki Yunanlı kardeşlerime, kardeşim, Yunanistan’da kriz varsa Türkiye’de 72 milyonluk Pazar var. Bu pazarı gel değerlendir. Burada krizi yaşıyorsan hep beraber bütün dünyaya açılalım. Umman’da bir dev projeyi Türk ve Yunan şirketleri birlikte almıştır. Gelin hep beraber Yunanlı işadamları, Türk işadamları Balkanlar’da, Afrika’da, Orta Doğu’da, Orta Asya’da birlikte çalışalım. Türkiye bugün İtalya ile Çin’in arasında en büyük sanayi devi olan ülke. Müthiş bir etki alanımız var. Gelin hep beraber iş yapalım, para kazanalım. Ama bunun için de bir şeye ihtiyacımız var. Bakın iki taraftaki medyadaki arkadaşlarımızın desteğine ihtiyacımız var.Ben siyasetçi değilim, ben işadamıyım. Ben Türkiye’de Yunanistan düşmanlığı yapsam prim almaz. Hiç prim almaz, hiç bir tane gazete satmaz. Ben diyorum ki Yunanlı dostlarımıza kardeşlerimize, Türk düşmanlığı hiç bir fayda sağlamaz. Gelin bunu pekiştirelim. Bugün iki lider bunu pekiştirmek için yoğun çaba sarfediyor. Sayın Başbakanımız topladı Bakanlarını ve Atina’ya geldi. Niye? Bizim önümüzü açmak için biraraya geldiler. Haa, eğer bunlar kavga ederlerse biz hep beraber, “kavga etmeyin” diye bağırmalıyız. Bugün Yunanistan’da krizden dolayı maaşlarda azalma varsa işte fırsat kapısı Türkiye. 200 milyar Doların üzerinde ithalat yapıyor Türkiye. Değerlendirin bunu, hep beraber değerlendirelim.Şimdi benim buradan özellikle buradan çağırım, lütfen kavgayı körüklemeyelim. Kavganın hiç bir faydası yok. Kavganın Türk halkına da, Yunan halkına da refahına da zenginliğine de bir kuruşluk katkısı olmaz arkadaşlar. Bu başkalarına katkı sağlar.Bakın Avrupa’ya, herkes kendi komşusuyla ticaret yapıyor. Biz neye yapmayalım? Ne engelimiz var? Ortak kültürümüz, ortak derdimiz, birbirimizin dilinden anlarız, neden yapmayalım, engel olan nedir ona bakmamız lazım.Tek engel var. Bizim ticaret yapmamızın önünde var olan tüm engellerin kaldırılması lazım. Bunun başında vize gelir. Bakın istediğiniz gibi Türkiye’ye gelin, hiç problem yok. Ben gelecem ki senin malını alacam. Ben dün geceden beri saat 2’den sabah 5’e kadar uçuş haritamı değiştirecem ve başka bir uçuş haritası alacam. Bütün gece uğraş verecem. Bu olmaz ki, ben gelemezsem senin malını nasıl alacam? Nasıl satacam? Biz de Yunan dostumuza engel koyarsak nasıl gelecek? Nasıl mal satacak? Bu engelleri kaldırmamız lazım. Bakın, krizden çıkış haritası arıyorsunuz, en güzel örnek Türkiye. Biz Türkiye olarak krizlerden edindiğimiz bilgiyi tecrübeyi paylaşmaya hazırız.”T.C. ATİNA BÜYÜKELÇİSİ HASAN GÖĞÜŞ: “GEREKEN SİYASİ İRADE HER İKİ ÜLKENİN ÜST DÜZEY YETKİLİLERİNDE MEVCUTTUR.”Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Hasan Göğüş toplantıda yaptığı konuşmasında son döneme gelişen Türk-Yunan siyasi ve ekonomik ilişkilerine değindi.“Sayın katılımcılar, yakından bildiğiniz gibi, bugün Türkiye ve Yunanistan’da iktidarda bulunan hükümetler, ikili ilşkilerin her alanda daha fazla ilerletilmesine büyük önem ve öncelik vermektedirler. Bu konuda gereken siyasi irade her iki ülkenin üst düzey yetkililerinde mevcuttur. Bu çerçevede sayın Başbakanımızın beraberinde 10 Bakan ve 200 kadar işadamının yer aldığı 300 kişiyi aşan kalabalık bir heyetle birlikte 14-15 Mayıs 2010 tarihlerinde Atina’ya gerçekleştirdiği ziyaret her bakımdan Türk-Yunan ilişkilerinin syirinde önemli bir aşamayı teşkil etmiştir. Bu ziyaret sırasında Türkiye-Yunanistan üst düzey işbirliği konseyinin ilk toplantısı düzenlenmiş ve çoğunluğu ekonomik alanda bulunan toplam 22 belge imzalanmıştır. İmzalanan bu anlaşma ve protokoller, her iki tarafında ilişkilerinde yeni bir boyuta taşınması yönünde sahip oldukları ortak siyasi iradenin açık bir göstergesidir.Türk-Yunan ilişkilerinin yeni yapılandırılmış ve düzenli bir çerçeveye oturtularak azami işbirliği tesis edilmesi için önemli bir mekanizma olan bu konseyin oluşturulması ikili ilişkilerde yakınlaşma sürecini ortaklık sürecine taşıyan yapısal bir kurumsal bir açamanın başladığına işaret etmektedir.” dedi.kaynak:www.birlikgazetesi.info