Diyanet'ten Ayasofya'da ibadete yeşil ışık
88 yıl sonra Sümela Manastırı’nda ayin düzenlendiği, Tarsus’taki Saint Paul kilisesinin yeniden ibadete açılmasının gündemde olduğu sırada konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, “Türkiye’deki 3-5 kilisede ayin yapılmasına izin vermekle, Türkiye Hıristiyan bir ülke olmaz” dedi. Bardakoğlu, önceki akşam Diyanet İşleri Başkanlığı’nda gazetecilerle iftar yemeğinde bir araya geldi. Türkiye’deki dini özgürlüklerin her geçen gün geliştiğine dikkati çeken Bardakoğlu, her topluluğun kendi dininde ibadet etme hakkına sahip olduğunu dile getirdi. Son zamanlarda bazı kiliselerin, özel günlerde sembolik olarak ibadete açıldığını hatırlatan Bardakoğlu, şöyle konuştu: ‘Hoşgörülüyüz’“Türkiye’deki 3-5 kilisede ayin yapılmasına izin vermekle, Türkiye Hıristiyan bir ülke olmaz. Böyle bir konuda Türkiye’yi sürekli gündeme taşımak ve Türkiye’yi din özgürlüklerini kısıtlayan bir ülke olarak takdim etmeye fırsat vermek de doğru değil. Tarsus’taki Saint Paul kilisesini müzeye çevirmişiz. Oranın kilise olmasının hiçbir sakıncası olmadığını, aksine bizim din özgürlüklerine kol kanat germemiz açısından önemli bir adımdır. Ancak biz, din özgürlüğünü sadece Hıristiyanlar için değil, herkes için istiyoruz. Batı Trakya’daki, Arnavutluk’taki, Makedonya’daki Müslümanlar, başka yerdeki Hıristiyanlar, diğer yerdeki Yahudiler için de başka din mensupları için de bu özgürlüğü savunmalıyız, bunun başka çaresi yok.” Bardakoğlu, bir gazetecinin “Ayasofya’nın ibadete açılmasının sakıncası olup olmadığını” sorması üzerine ise, “Biz özgürlüklerden yanayız. Tavrımız hiç değişmez. Ancak, bu bizim karar vereceğimiz bir konu değil, Diyanet İşleri Başkanlığı sorulduğu vakit görüş bildirir. Daha o konu bize intikal etmiş değil” diye konuştu. “Cemaatlerin dünyevi işlerle bu kadar anılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusunu da Bardakoğlu, şöyle konuştu: “Türkiye’deki sosyokültürel oluşumların, her türlü sosyal hareketin üzerindeyiz, dışında değiliz. Onları da dışlamayız, çünkü biz bu coğrafyada yaşayan herkesin Diyanetiyiz. Kendini ‘dini cemaat’ olarak adlandıran, sosyal kültürel ya da sektörel olarak faaliyet gösteren cemaatler sosyal oluşumlardır. Her ne kadar kendilerini ‘dini’ olarak ayrıştırsalar da. Hepsinin Diyaneti olma gayreti içindeyiz. Mütftümüz hepsinin müftüsüdür.” Kıbrıs ihmal edildiBardakoğlu, Kıbrıs’ta gündemin ilk sırasını işgal eden Kuran kurslarıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken, Lefkoşa’da büyük bir cami yapılacağını, Diyanet’in de elini taşın altına koyacağını söyledi. Bardakoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Kıbrıs’ta çok ciddi ihmaller yaşandı. Dini eğitim ve dini bilgi açısından olumsuzluklar bir yılın, üç yılın değil, uzun yılların ürünü. Bir milleti sevmek, bir vatanı sevmek tek taraflı düşünmekle ve ‘seviyorum’ demekle olmaz. Onu ayakta tutacak dinamikleri ve sütunları sağlam kurmakla olur. Bu sütunlardan biri de milli, manevi ve ahlaki değerlerdir. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak biz dini, manevi, ahlaki eğitimlerini vermeye çalıyoruz. Tabii insanlar bilmediklerinin düşmanı olur. Kıbrıs’ta bazı çevreler Kuran kursu deyince zihinlerinde çok yalan yanlış bilgiler geliyor. Kıbrıs’taki Kuran kurslarının çağdaş, devlet denetiminde yürütülmesine tam destek veriyoruz.Kaynak:RADİKAL