Rum Aleko "Evet" oyu kullandı

En yaşlı Türk milli basketbolcu ve hakemlerinden Aleksandros Morissis (80), anayasa değişikliğine "seve seve evet oyu verdiğini" söyledi.

 

Darbe anayasalarından en çok mağdur edilen toplum kesimi arasında bulunanlardan farklı din mensupları, anayasa değişikliğinin oylanacağı 12 Eylül referandum gününü iple çekiyor. Kendilerinin tehlike olarak görülmediği bu yeni sürecin başlamasına "evet" diyenlerden biri de İstanbul Rumlarından Aleko Morissis.

 

1964 yılında Atina'ya göç etmek zorunda bırakılan Aleko, memleketi Türkiye ile irtibatını hep güçlü tutmuş. 1931 yılında İstanbul Kadıköy'de doğan Aleko, halen Türkiye'den Yunanistan'a hediyelik eşya ihraç eden bir firmanın temsilciliğini yapıyor. İleri yaşına rağmen her ay Türkiye'yi ziyaret ediyor. Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası vesileyle Cihan Haber Ajansı'na konuşan Aleko, spor, siyaset, 6-7 Eylül olayları, referandum ve son dünya basketbol şampiyonası hakkındaki görüşlerini açıkladı.

 

RUMLAR'IN OYU "EVET"

 

Türkiye'de yaşayan farklı din mensuplarını da yakından ilgilendiren anayasa değişikliğine "seve seve evet" oyu verdiğini ifade eden Aleko, Atatürk Havaalanı'nda sandık başına gitmiş. Aleko da, yurt dışında yaşayan çoğu Türk vatandaşı gibi referandumu AK Parti'ye güvenoyu gibi algılayanlardan. İstanbul Rumlarının referandumda "evet" oyu vereceklerini anlatan Aleko, şunları söylüyor: "Ben oyumu kullandım. Havaalanında Türkiye'ye giderken verdim. Seve seve 'evet' oyu verdim. Seve seve Erdoğan'a verdim."

 

Erdoğan'a övgülerde bulunan eski milli basketbolcu Aleko, Erdoğan'ın Türkiye'nin çehresini değiştirdiğine inanıyor: "Bugün Erdoğan, Türkiye'yi değiştirdi. Bambaşka bir memleket yaptı. Herkes Türkiye'yi konuşuyor. Ekonomi de çok iyi. Eğer Erdoğan'ı bırakırlarsa çok şey yapacak."

 

"ERDOĞAN İLE AYNI SAHADA ANTRENMAN YAPTIK"

 

Erdoğan'ı 4 yıl daha başbakan olarak görmek istediklerini ifade eden Aleko, şöyle konuşuyor: "İstanbul Rumlarının hepsi onu destekliyor. Allah'a şükrediyorum. Erdoğan'a kuvvet versin. Bir 4 sene daha başbakan olarak görelim. Ondan çok şeyler bekliyoruz." Aleko, Başbakan Erdoğan'ın futbolculuk dönemine ilişkin şu anısını paylaşıyor: "Dolapdere'de futbol oynadım. Küçükken kaleciydim. Ben gittikten çok sonra, Erdoğan benim oynadığım yerde, Kasımpaşa'da futbolcuydu. Aynı sahada antrenman yaptı, futbol oynadı."

 

Türk-Yunan yakınlaşmasının hararetli savunucularından olan Aleko, Türkiye'deki dostlarına sesleniyor: "Türkiye'deki arkadaşlarım bilsinler ki, bugün Türkiye-Yunanistan arasında bir şey yoktur. Türkiye ve Yunanistan dosttur, komşudur. Düşman değildir. Birleşirsek, birbirimizi desteklersek çok şeyler başarabiliriz."

 

"ERGENEKON ÜLKEYİ DAİMA GERİ GÖTÜRÜR"

 

Ergenekon terör örgütünce tasarlanan ve azınlıklara yönelik ayrımcılık ile şiddeti içeren 'Kafes Planı'ndan haberdar olduğunu anlatan Aleko, bunların ülkeyi geri götüreceğini düşünüyor: "Yurt dışında olduğum için Ergenekon konusuyla yakından ilgilenme fırsatı bulamasam da yapılanları kesinlikle desteklemiyorum. Ergenekon'un yaptıklarından utanıyorum. Memleketi daima geri götürebilir. Bu yapılanlar doğru değil. Çok ayıp şeyler. Ülke ileri gitmez."

 

"6-7 EYLÜL'DEN TÜRKİYE KAYBETTİ, YUNANİSTAN KAZANDI"

 

Bugünden bakınca "6-7 Eylül 1955 olayları"nı yaşayan biri olarak çok üzüldüğünü vurgulayan Aleko, bu gelişmeden Türkiye'nin kaybettiğini, Yunanistan'ın ise kazançlı çıktığını anlatıyor. Aleko, İstanbul halkının o gün yaşanan yağmalamalara karşı dükkânları korumaya çalıştığını belirtiyor: "6-7 Eylül'de yaşananlardan biz çok üzüldük. O dükkanların sahipleri, hepsi eğitimli Türkiye'yi seven insanlardı. Askerlik yapan insanlardı. Bu insanlara bunlar yapıldı. Bence yapanlar İstanbul'un dışından gelenlerdi. İstanbul halkından çok kişi, dükkanları korudu."

 

6-7 Eylül olaylarının ticareti iyi bilen Rum azınlığın Türkiye'den ayrılmasına neden olduğunu ifade eden Kadıköylü Aleko, önemli tespitlerde bulunuyor: "Ben Ankara'da teğmendim. Maalesef Ankara'dakiler bile bunu (olayları) daha evvelden biliyorlardı. Buna çok üzülüyorum. Çünkü Türkiye için çok büyük bir lekedir bu. O zamanki Rumlar, hepsi eğitim almış, fabrikatör ve iş adamıydı. Bu kişiler, Yunanistan'a gelmeye mecbur kaldılar. Yunanistan bundan istifade etti. Sadece ekonomik değil her konuda yararlandı. Yunanlara ticareti öğrettiler. Yahudiler ve Rumlar ticareti iyi biliyorlardı. Bu durumdan Türkiye kaybetti, Yunanistan kazandı."

 

Azınlıkları Türkiye'den kovmayı amaçlayan olayların çok sınırlı da olsa Ankara'da da yaşandığını anlatan Aleko, kendisinin o dönemde Ankara'da asker olduğunu ve bir ayrımcılıkla karşılaşmadığını anlatıyor: "6-7 Eylül'de Ankara'da yedek subay okulundaydım. Sabah kalktığımda Ulus Meydanı'nda yangın ve duman gördüm. Orada 4 Rum dükkanı vardı. Birisi Sabuncakis çiçekçi dükkanıydı. Onları yakmışlardı. İstanbul'da ne olduğunu bilmiyorduk. Ben teğmen olarak son 2 aylık iznimi aldım. Bizim Kınalı'da (Kınalıada) yazlığımız vardı. Kınalı'da bir şey olmamıştı. O zamanki komiser ve polisler, iyi insanlardı. Kimsenin dışarı çıkıp yağmalamasına izin vermemişlerdi."