Türk bayan Rock grubu "Kırmızı" Atina yolunda...

5 bayandan oluşan Kırmızı grubu İstanbul'da halihazırda yıllardır bilinen bir grup. 2010'daki maxi single'ın ardından 2011'de çıkarttıkları 'İsyan' albümüyle Türkiye'nin ilk albüm yapan bayan Rock grubu olmayı başardılar.Geçen yıl bizzat Ozzy Osbourne tarafından Turkcell Kuruçeşme Arena konserine ön grup olarak seçilmeyi başaran Kırmızı ayrıca Hollanda'daki Festival Mundial'de Türkiye'yi temsil etmeyi başardı. Şimdi de sıra Atina konserine geldi. Tae Kwon Do Arena'da gerçekleşecek olan Eurock Marathon'a 252 profesyonel Rock grubu başvurdu ama 'Kırmızı' önemli bir başarıya imza atarak Apocalyptica grubunun Headliner olacağı festivale katılacak olan 8 grup arasına girmeyi başardı. Biz de 'Kırmızı' grubu ile 3 Aralık'ta verecekleri konser öncesinde ufak bir söyleşi yapma fırsatı bulduk ve kendilerine Türk-Yunan ilişkileri de dahil olmak üzere bir çok konuda sorular yönelttik.

Emre Metin Bilginer: Öncelikle grubunuzun ismiyle başlayalım isterseniz. Kırmızı adını seçmenizde özel bir sebep var mı acaba?

İdil Çağatay: Grubun adı, kendi şarkılarımızdan biri olan Kırmızı’dan geliyor. Bu şarkıda kırmızı rengi metafor olarak kullanılmıştı ve bir karakteri anlatıyordu. Tüm grup kendinden bir şeyler bulduğu için bu ismi uygun buldu.O günden bugüne bu şekilde anılıyoruz.

E.M.B. : İstanbul piyasasında çok uzun süredir var olan ve bilinen bir grupsunuz. Son dönemde sıçrama yapmanıza dek Türkiye’de bayanlardan oluşan bir Rock grubu olmanın avantaj veya dezavantajlarını gördünüz mü?

Aslı Polat: Avantaj olarak pek bir şey gördük diyemeyiz ama ne yazık ki dezavantajlar oldu. Eril olduğu düşünülen bir müzik icra ettiğimiz ve ataerkil bir düzende yaşadığımız için başta biraz önyargılı yaklaşımlara rastladık. Zaman içinde tabii ki bu önyargı ortadan kalktı. Bütün müzisyenler iyi ya da kötü ne yaşıyorsa bizde onları yaşıyor ve aynı yollardan geçiyoruz.

E.M.B. : Daha evvel Yunanistan’da konser vermeyi düşünmüş müydünüz? Ege’nin diğer kıyısıyla ilgili bağlarınız veya bağlantılarınız mevcut mu?

İ.Ç. : Bu tabii ki istediğimiz bir şeydi fakat halihazırda bağlantılarımız yoktu. Eurock Marathon bizim için bir fırsat oldu. Zaman içinde umarız daha fazla müzikal birlikteliklerimiz olur…

E.M.B. : 3 Aralık’ta Atina’da gerçekleşecek olan ve finalinde dünyaca ünlü Apocalyptica grubunun sahne alacağı Eurock Marathon festivaline 252 profesyonel grup arasından seçilerek büyük bir başarıya imza attınız bile. Peki sizi özellikle bu festivale başvurmaya yönelten sebepler neydi ve orada nasıl bir reaksiyon almayı umuyorsunuz?

A.P. : Yaptığımız işlere güveniyoruz ve ulusal platformlarda da dikkat çekeceğini, ilgi göreceğini düşünüyoruz. O nedenle Eurock Marathon haberini aldığımızda, biz de buradayız demek istedik:) Yakın zamanda Apocalyptica ile beraber Nina Hagen'ın da sahne alacağı bilgisi geldi. O nedenle daha da heyecan verici bir hal aldı. Final sonucu ne olur bilemeyiz ama dostane bir yaklaşımla karşılaşacağımızı düşünüyoruz.

E.M.B. : Bu tarz sanatsal etkinliklerin ve kıyının karşısından karşılıklı katılımların Türk-Yunan ilişkilerinde nasıl bir rol oynadığını düşünüyorsunuz?

İ.Ç. : Aslında Türk-Yunan halkı arasında bir problem olmadığı üzerine hep konuşulur. İçimizden Yunanistan’a giden ve çok iyi izlenimlerle dönen arkadaşlarımız var. Politik anlamda nasıl bir rol oynar bilemeyiz ama halklar arasında sıcak ilişkiler kurmak adına bu tarz etkinlikler her zaman olumlu sonuçlar doğurmuştur.

E.M.B. : Geçen sene Hollanda’nın ünlü ‘Festival Mundial’ etkinliğine seçildiniz. Ayrıca bizzat Ozzy Osbourne tarafından ön grup olarak seçilerek kendisinin İstanbul konserinde sahne alma şansı yakaladınız. Bu süreçler nasıl gerçekleşti, kısaca bahseder misiniz? Ayrıca bunların size getirileri ne oldu?

A.P. : İki organizasyon da bizim için son derece heyecan verici ve keyifli oldu. Festival Mundial'de çok güzel tepkiler aldık. Değişik kültürlerden ve yaş gruplarından oluşan oldukça kalabalık bir dinleyici kitlesi vardı. Çok keyifli olmasının dışında mükemmel işleyen bir organizasyondu.

Ozzy Osbourne gibi bir ismin ön grubu olmak ise çok müthiş bir deneyimdi. Sonuçta iki konser de bizi çok mutlu etti ve onurlandırdı.

E.M.B. : Bu arada yeni albümünüz ‘İsyan’ piyasaya sürüldü. Albümünüzden kısaca bahsedebilir misiniz?

İ.Ç. : Albümümüz tamamen samimi bir şekilde söylemek istediğimiz şeyleri söylememiz adına bir araç oldu diyebiliriz. Her şeyi istediğimiz ve inandığımız gibi yaptık. Her şarkının bir hikayesi var ve aslında tam anlamıyla dışavurum oldu.

E.M.B. : Albümünüzün Yunanistan’da da lansmanı yapılacak mı? Ayrıca Yunanistan’daki performanslarınızda kendi şarkılarınıza mı ağırlık vereceksiniz?

A.P. : Albümün tanıtımını olabildiğince yapacağız. Bu konuda her imkanı değerlendirmek istiyoruz. Albümün içinden seçtiğimiz şarkılarımızla, Türkçe performans sergileyeceğiz.

E.M.B. : Kendi şarkılarınızı Türkçe olarak icra ediyorsunuz. Yunan dinleyicilerin Türkçe sözlü müziğe ilgisi hakkında herhangi bir önbilgiye sahip misiniz?

İ.Ç. : Bizim Yunan müziklerini Yunanca dinleyip sevdiğimizi düşünürsek, karşı taraftan da olumsuz bir tepki alacağımızı düşünmüyoruz. Göreceğiz:)

E.M.B. : Türk-Yunan ilişkilerinin son yıllarda geldiği noktayı ve geleceğini nasıl görüyorsunuz? Ayrıca son olarak gelecekte Türk-Yunan ortaklığında bir proje düşünüyor musunuz?

A.P. : Geçmişten günümüze baktığımızda iki ülke arasındaki ilişkinin olumlu yönde ve uzlaşmacı bir şekilde ilerlediğini görüyoruz. Karşılıklı saygı, anlayış ve güven üzerine kurulan dostluk ilişkileri, barışın istikrarı açısından ümit verici. Kaldı ki politik anlamda yaşanılanlar, halklar arasında kültürel alışverişi engellememeli. Gelecekte tabii ki Türk-Yunan ortaklığında bir projenin içinde olmak bizi çok mutlu eder.

Not: Atina'daki festival ilgili detaylı bilgi almak isteyenler ' www.eurockmarathon.eu ' sitesine göz atabilirler.