Yunanistan: "Sayılara bakın yeter"

Türkiye ve Yunanistan dışişleri bakanlıkları arasında 'azınlıkların durumu' atışması hararetleniyor. 

Ankara'dan gelen 'Türkiye'deki azınlıkların durumunun Yunanistan'dakilerden çok daha iyi olduğu' açıklamasına karşılık veren Atina, 'Yunanistan'ın yardımıyla AB'ye katılmak isteyen Türkiye insan haklarına bakış açısını değiştirmeli' dedi.

Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Konstantinos Kutras'ın İstanbul Ortodoks Partikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili değerlendirmelerine Pazar günü yazılı bir açıklamayla karşılık vermişti.

Türkiye'de azınlık hakları alanında son dönemde atılan adımların malum olduğu ve konuyu takip eden herkes tarafından takdirle karşılandığı ifade edilen açıklamada, azınlık statüsündeki vatandaşların meşru taleplerinin karşılanması amacıyla gerçekleştirilen reformların esasen Türkiye'de son dönemde gerçekleştirilen kapsamlı reform sürecini bir parçası olduğu ve devletin, vatandaşları arasında fark gözetmediğini ortaya koyduğu dile getirilmişti.

Açıklamada, adım adım hayata geçirilen reformlarla Türkiye'deki Rum Ortodoks azınlığa mensup vatandaşların durumlarının, demokrasinin doğduğu topraklar olarak bilinen ve 30 yıldır Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan'da yaşayan ve kendi liderlerini seçme hakkından yararlandırılmayan, etnik kimliklerini açıklama hakkı tanınmayan, kendi eğitim kurumlarını geliştirmelerine izin verilmeyen, kendi vakıfları üzerindeki kontrolleri elinden alınmış olan, basın kuruluşları üzerinde baskı kurulan Batı Trakya Türk azınlığı mensupları ile 40 yıldır Türkçe eğitim görmeleri ve dini liderlerini seçmeleri engellenen on iki adadaki Türklerin durumlarından çok daha ileride olduğu kaydedilmişti.

Dışişleri Bakanlığı, kendisi hakkındaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayan bir ülkenin bununla ilgili tavsiyelerde bulunmaktan ziyade, Türkiye'de azınlık hakları alanında atılan adımlar doğrultusunda hareket etmesinin azınlıkları iki ülke arasında bir dostluk köprüsü haline getirmeye yardımcı olacağını belirtmişti.

'Sayılara bakın yeter'

Ankara'dan gelen bu açıklamanın ardından Yunanistan Dışişleri Bakanlığı da bir yazılı açıklama yayımladı.

Açıklamada, 'Bariz olanı görmek için basit bir karşılaştırma yapmak yeterli. Trakya'daki Müslüman azınlıkla İstanbul, İmroz (Gökçeada) ve Tenedos'daki (Bozcaada) Yunan Ortodoks azınlığın durumuyla ilgili olarak sayılar kendi başına çok şey anlatmaktadır. Hangi azınlığın büyüdüğünü, hangi azınlığın ise küçüldüğünü herkes görebilir' denildi.

Atina'dan yapılan açıklamada aynı zamanda şu ifadelere yer verildi:

'Bir başka basit gerçek daha var: Yunanistan 1981'den bu yana Avrupa Birliği'nin bir üyesiyken Türkiye, Yunanistan'ın desteğiyle Avrupa ailesine dahil olmak istemektedir. Ancak AB üyeliği insan haklarına ve bir bütün olarak Avrupa müktesebatına uyum öngörmektedir ve bu, bakış açısı ve uygulamalarda da değişikliği beraberinde getirmektedir.'

'İki devlet arasındaki bir konu değil'

Tartışma, Kutras'ın geçtiğimiz hafta gazetecilerin Heybeliada Ruhban Okulu'na ilişkin bir sorusuna verdiği yanıtla başlamıştı.

Kutras, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye'yi arazi ve miras hakları sebebiyle kınadığını, buna karşın Türk yetkililerin uluslararası ve Türk kamuoyunu başka yöne çevirmek için Türkiye'nin uluslararası insan hakları ve dini özgürlükler standartlarını devletler arası bir meseleymiş gibi sunmaya çalıştığını söylemişti.

Bakanlık sözcüsü, 'Ekümenik Patriklik ve Halki (Heybeliada) Ruhban Okulu'nun yeniden açılması Yunanistan ve Türkiye arasındaki ikili görüşmelerin konusu değil, modern ve iyi yönetilen, üstelik de AB üyeliği arzulayan bir devletin gerektirdiği üzere Türk vatandaşlarının kendi hakları ve dini özgürlüklerine saygı göstermesiyle ilgili bir konudur' demişti.

'İkili görüşmelerde gündeme geliyor'

Konuyla ilgili olarak Yunanistan ziyareti sırasında açıklamalarda bulunan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, sorunu çözmek için çalışmalarının sürdüğünü ve bunun mütekabiliyet ile izah edilmemesi gerektiğini belirterek, Yunanistan'ın verdiği sözleri tutmasının 'teşvik edici' olacağını söyledi.

Bağış, Yunan tarafının bunu ikili değil, uluslararası bir konu olarak gördüklerini vurgulamalarına rağmen konunun ikili görüşmelerde gündeme geldiğini ifade etti.

'İade yaparken biz de bir şeylerin iadesini bekliyoruz'

Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada buna değindi.

Geçtiğimiz hafta açıkladığı 'demokratikleşme paketi'nde Ruhban Okulu konusunun halledilmemiş olmasına ilişkin eleştirilere yanıt veren Erdoğan, 'Bir şeyin iadesini yaparken biz de bir şeylerin iadesini bekliyoruz' dedi ve 'bir şeyin iadesini yaparken, kendilerinin de bir şeylerin iadesini beklediklerini' söyledi.

Erdoğan, 'Dedik ki; Atina'daki camimiz var bize iade edin, biz restorasyonunu yapalım. Bize kaç kez söz verdiler. Gelen bütün başbakanlarıyla bunu konuşmuşumdur. Maalesef hala oyalanıyoruz' dedi.

Erdoğan, Türk topluluğunun baş müftüsünü Yunanistan'ın 'kendi memuru gibi' atamasını da eleştirerek, 'Ben [Patrik] Bartholomeos'u kendi memurum gibi atıyor muyum? Bu hak nasıl ki Rum Ortodokslarına aitse sen de benim müftümü atayamazsın' ifadelerinde bulundu.

Başbakan, 'eş zamanlı adımlar atılması' çağrısında bulundu.